Şu Notu Ara:

5 Mart 2018 Pazartesi

Klasik Türk Edebiyatında Aşk, Aşık, Rakib ve Sevgili

Aşk Kavramı

Divan Edebiyatı'nda aşk beşeri ve ilahi olmak üzere iki farklı biçimde işlenir.Bu iki biçimde de duru bir aşktan, duru bir sevgiden söz edilir. Bu aşk konusu her iki biçimde de esas konudur.

Beşeri aşk, dünyevi zevkleri barındıran aşktır. Şair, sevgiliye karşı en derin ve en samimi duyguları besler. Bununla birlikte sözkonusu olan "duru" bir aşktır.

Sonsuz bir aşk yaşayan şair, gerektiği takdirde bu uğurda ölüme kadar gider. Ayrıca, gizlilik esastır. Bunun yanında bilinmesi gereken bir diğer önemli nokta da bu aşkın tek taraflı olduğudur. Şair, sevgiliye asla kavuşamaz, yani vuslat yoktur. Bu nedenle aşık derin yaralar alır. Bu yaralar asla kapanmaz. Ancak şair, çektiği acıdan mutludur. Başka bir değişle Divan Edebiyatı'nda aşk, üzüntü ve hazan ile birlikte yaşanır. En önemlisi de bu aşk, mübalağa ile anlatılır.

Tasavvufi aşk ise, bütün bu kavramların ardında yatar. Aşık her zamanki gibi şair olmakla beraber, maşuk Allah olarak düşünülür. Bu anlamda Allah ile tek vücut olma (Vahdet-i Vücut) gayesindeki şair, O'na olan aşkını bu şekilde anlatır.


Aşık

Şairin kendisidir. Son dere acizdir. Seviliden asla karşılık alamaz. Sevgilinin ona bir yan bakışı bile kendisini yaralar, kahreder. Sevgili, kendisine asla yüz vermez. Aşkına karşılık alamadığı için her zaman üzgündür. Bu üzüntü onun hoşuna gider. Bir bakıma bu üzüntüyle beslenir. Sadıktır, sevgilinin sözünden çıkmaz, çıkamaz. Yeri geldiğinde sevgili uğruna can vermeye hazırdır ayrıca. Bunların yanında her zaman bahtsızdır. +

Aşığın pek çok özelliği vardır ama bunların en dikkat çekici olanı aşığın düta(iki büklüm) olmasıdır. Boynu her zaman eğiktir. Sevgili karşısında yaşadığı acizlikten ötürü bu durumda olan aşığın tek derdi bu da değildir. Rakiblerle de baş etmek durumundadır ki, bu da ona büyük acılar çektirir. Zira sevgili, rakiblerine yüz vermesine rağmen kendisine bakmamaktadır.

Bunlarında yanında aşık; çaresiz, bitap, gam yiyen, gözü ve kalbi kan ağlayan kişi, olarak da anılır. Şiirde kendisinden "seyd, kul, mahcir, micmer, kurban, nergis, azrâ, mübtelâ, divâne, güzel şarkı söyleyen kuş" olarak çekinmeden, dürüst bir şekilde bahseder. Aşığın tek silahı ise "âh" etmesidir.


Maşuk(Sevgili)

Uğruna beyitler yazılan, Divan Edebiyatı'nın baş kişisidir. Acımasızdır ve aşığın çektiği acılara aldırış etmez. Taş kalplidir, kötü niyetlidir. Sözünde durmaz. Sebepsiz yere acı çektirir, bundan da zevk alır. Aşık ne kadar ağlarsa onun için o kadar iyidir. Sevgili, asla yâr olmaz. Kimseye varmaz. Aksine aşıklarını kıskandırır. Bütün bunlara rağmen kendisinden hesap sorulamaz, kendisi ayıplanamaz. Çünkü kendisinin bu vasıfları kabul edilmiştir.

Aşık bu durumdan memnundur. Sevgili ne kadar acı çektirirse çektirsin, ne kadar kıskandırırsa kıskandırsın, ne kadar aşk oyunu oynarsa oynasın, sorun değildir. Çünkü sevgilinin bunları kesmesi yani acı çektirmeyi kesmesi, ilgi ve alakayı kestiği anlamına gelmektedir.

Nazlıdır, can alıcı olduğu gibi, can vericidir de. Uğruna köle olan aşıkları vardır. Aşıklar onun için canlarını verirler. Onun hayaliyle yetinirler. Onu gördükleri günü bayram ilan ederler.

Çok güzeldir, duru bir güzelliği vardır. Uzun boyludur, beli kıl kadar incedir, dudağı bir gül kadar kırmızıdır, suratı asıktır. Saçları düz ve olabildiğine uzundur. O kadar güzeldir ki, bütün dertlere deva olur. Onsuz her şey yalandır, önemsizdir.

Sevgilinin bu özelliklerinin yanında kimi zamanlar erkeklere özgü nitelikler taşıdığı da görülür. Yani kesin bir cinsiyeti yoktur. Aksine, bütün bu özelliklerden daha yüce bir vasfa sahiptir. Her zaman platonik olarak sevildiği de göz önüne alındığında, Tasavvufi düşünceden yola çıkılarak sevgilinin aslında "Allah" olduğunu ve aşıkların da Allah'ın kulları olduğunu anlayabiliriz.

Sevgili, şiirlerde pek çok şekillerde zikredilir. Melek, huri, Kıble, gül, serv, peri olarak anılabilir. Bir mum olarak zikredildiğinde aşıkları etrafında pervane olarak düşünülür. Kıble olarak anıldığında aşıklar ona dönüp namaz kılan insanlardır. Kendisi sultan ise, aşıkları onun kullarıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.