-Konu-
Bihruz Bey,
İstanbul'da yaşayan, ölen babasının mirası ve annesinin parasıyla geçinen
biridir. Ayrıca gösteriş düşkünüdür. (Örn. Fransızca bilmez ama biliyormuş gibi
davranır. Fransızca bilmedikleri için onları aşağılar. ) Bahar geldiğinde
gençlerin o dönemdeki buluşma mekanı olan Çamlıca'ya sık sık gezmeye gider.
Yine Çamlıca'da vakit
geçirirken, bir at arabası görür ve içinden 2 tane hanımın indiğini görür. Bu
hanımlardan biri sarışın ve alımlı biri olan Periveş'tir. Bihruz Bey, Periveş'e
aşık olur. Kendisini takip eder. Ancak Keyfi Bey'in ortaya çıkması ile Periveş
kaçar ve Bihruz Bey, takip etmeye çalışsa da kadının izini kaybeder. O günden
sonra Periveş'e sevdalanır.
Ona bir mektup ve
alıntı bir şiir yazarak gönderir. Ancak sarışın bir hatun olan Periveş'e
gönderdiği şiir, esmer bir hatuna hitap etmektedir. Tabii Bihruz Bey yarım
yamalak dil bildiği için bunun farkına sonradan varır ve kahrolur. Bu sırada
maddi sıkıntıya düşer ve paraya ihtiyaç duyar. Konağı satmak ister ama annesi
izim vermez.
Yine Keyfi Bey ile
konuşurken ondan Periveş'in öldüğünü öğrenir ve çok üzülür. Günlerce süren
bunalımdan, ağlayışlardan sonra kendine biraz gelmeye başlar. Kendine biraz geldikten
sonra dışarı çıkar. Dışarıda Üsküdar vapurunda Periveş'i görür. Keyfi Bey'in
yalanını yüzüne çarpmak üzere yanına gider ancak Keyfi Bey, o gördüğü hanımın
Periveş değil, yanında çalışan ve ona çok benzeyen bir kadın olduğunu söyler.
Bihruz Bey tekrar yıkılır. Tabii bu sırada alacaklılar onu sıkıştırmaktadır.
Bihruz Bey'in
arabacısı Andon, onun yanına giderken bir gün kaza yapar. Ancak bu küçük kazayı
saklı tutmak için Bihruz Bey'in borçlu olduğu Kondaraki'nin fabrikasına tamire
götürür. Kondaraki, bütün uyarılarına rağmen borcunu ödemeyen Bihruz Bey'in
arabasına ve atlarına el koyar. Andon, çaresiz Bihruz Bey'in yanına döner.
Olanları anlatır ve işinden olur. Kondaraki, Andon'u nispet yapmak için işe
alır.
Bihruz Bey, annesinin
isteği üzerine İstanbul'dan ayrılma planı yapar ama ayrılmadan bir yıl daha
fazladan kalmak ister. Çarşıda dolaşırken o sevdiği kadını görür. Periveş'in
mezarının yerini sormak üzere yanına gider. O kadının Periveş'in kendi olduğunu
öğrenir. Bindiği arabanın da kiralık olduğunu ve kadının aslında zengin
olmadığını öğrenir. Periveş, Bihruz Bey ile alay eder. Bihruz Bey yıkılır.
Romanın sonunda
Bihruz Bey arabalara kendini kaptırır ve hep bir arabadan diğerine koşar. Roman
böyle çocukça ve komik bir sonla biter.
Bihruz Bey ve
Yaşadığı Dönem
Bihruz Bey, Tanzimat
romanının bütün kişileri gibi "kalem"de çalışmaktadır . Babadan kalma
bir mirası vardır, etrafını saran dalkavuklar yüzünden bütün parasını kaybeder.
Ayrıca burada dikkat edilmesi gereken nokta, kendisinin işe gitmeyip maaş
almasıdır. Burada devlet kurumlarına bir eleştiri yapılmıştır.
Periveş
Periveş, yine
Tanzimat romanında genel olarak görülen "yabancı ve hafifmeşrep
kadın" tipidir. Romanın ana kişisinin parasını sömürür.
Keşfi Bey: Bihruz Bey’e yalan söylemiştir. Şakacı bir yapısı
vardır.
Mişel: Bihruz Bey’in hizmetkarıdır. Her zaman kibar görünür
ve Bihruz Bey gibi Fransızca ile karışık bir dil konuşur.
Andon: Bihruz Bey’in arabacısıdır. Bihruz Bey’in sarı renkli
şık arabasını verilen emirler doğrultusunda kullanır. Bihruz Bey’den oldukça
korkar.
Müsyü Piyer: Bihruz Bey’e öğretmenlik yapan, ona kitaplar
getirip, okuyan orta halli bir profesördür. Geçimini biraz da Bihruz Bey’in
yardımıyla sağlar.
Kondaraki: Araba tamir fabrikasının müdürüdür. Bihruz Bey’in
arabasını pek beyenmiş ve göz koymuştur.
Roman Hakkında
Dili ağırdır.
Olaylar akıcı değildir. Realist olarak anılmasına rağmen o kadar da ileri bir
realizm görülmez. Tanzimat Romanlarının genel konusu "yanlış
batılılaşma" burada da anlatılır.
- Recaizade Mahmud Ekrem-
1 Mart 1847 yılında
İstanbul'da doğdu. Takvimhane Nazırı Recai Efendi'nin oğludur. Dış işleri
bakanlığına memur olarak girdi. Burada Fransızcasını geliştirdi. Namık Kemal
ile tanıştıktan sonra Batı Edebiyhatı'na yöneldi. Tasvir-i Efkâr gazetesine
yazmaya başladı. N. Kemal Avrupa'ya kaçmadan ona bu gazetenin editörlüğünü
verdi. Bir dönem Mekteb-i Sultani ve Mekteb-i Mülkiye'de öğretmenlik yaptı.
Eğitim bakanlığında bulundu. Ayan meclisine seçildikten sonra vefat etti. Oğlu
Nijad'ın yanına gömüldü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.