1. Bent
Bu kâr-gâh-ı sun' aceb dershânedir,
Bu kâr-gâh-ı sun' aceb dershânedir,
Her nakş bir kitâb-ı ledünden nişânedir.
Kârgâh-ı sun: Üzerinde yaşadığımız bu dünya /aceb: hayret/ nakş: güzel nesne /kitâb-ı ledün: İlahi kitap /nişâne: alâmet
Üzerinde yaşadığımız bu dünya, tuhaf bir dershaneye benzemektedir. Dünya üzerinde gördüğümüz her güzel nesne, ilahi kitaptan bir belirtidir.
Üzerinde yaşadığımız bu dünya, tuhaf bir dershaneye benzemektedir. Dünya üzerinde gördüğümüz her güzel nesne, ilahi kitaptan bir belirtidir.
2. Bent
Gerdûn bir âsiyâb-ı felâket-medârdır,
Gerdûn bir âsiyâb-ı felâket-medârdır,
Gûyâ içinde âdem-i âvâre dânedir.
Gerdûn: Dünya / âsiyâb-ı felâket-medârdır: felaket verici değirmen /âdem-i âvâre: avare insanDünya felakete sebep olan bir değirmendir. İnsan ise bu değirmenin içine atılmış başıboş bir taneciktir.
Gerdûn: Dünya / âsiyâb-ı felâket-medârdır: felaket verici değirmen /âdem-i âvâre: avare insanDünya felakete sebep olan bir değirmendir. İnsan ise bu değirmenin içine atılmış başıboş bir taneciktir.
3.Bent
Köhne ribât-ı dehr aceb âşiyânedir.
Mânend-i dîv: Deve benzeyen, dev dibi/beççe: yavru/ iltikâm: lokma etme/
köhne ribât-ı dehr: eski dünya konağı/ âşiyâne: kuş yuvası
Şu eski dünya konağı öyle tuhaf bir yuvadır ki, dev gibi kendi çocuklarını yer.
Mânend-i dîv: Deve benzeyen, dev dibi/beççe: yavru/ iltikâm: lokma etme/
köhne ribât-ı dehr: eski dünya konağı/ âşiyâne: kuş yuvası
Şu eski dünya konağı öyle tuhaf bir yuvadır ki, dev gibi kendi çocuklarını yer.
4.Bent
Tahkîk olunsa nakş-ı temâsîl-i kâinât,
Tahkîk olunsa nakş-ı temâsîl-i kâinât,
Ya hâb ü ya hayâl ü yâhud bir fesânedir.
Tahkîk: İncelemek/nakş-ı temâsîl-i kâinât: kâinatın görülen şeyleri
Tahkîk: İncelemek/nakş-ı temâsîl-i kâinât: kâinatın görülen şeyleri
Hâb: uyku/ fesâne: efsane
Kâinatı temsil eden belirtilerin esası araştırılırsa, bunların ya uyku ya hayal ya da efsane olduğu anlaşılır.
Kâinatı temsil eden belirtilerin esası araştırılırsa, bunların ya uyku ya hayal ya da efsane olduğu anlaşılır.
5.Bent
Müncer olur umûr-ı cihân bir nihâyete,
Sayfın şitâya meyli, bahârın hazânedir.
Müncer: Sona ermek/Umûr-ı cihân: dünya işleri /sayf: yaz/hazân: sonbahar/ şita: kış
Dünyanın işleri bir sona ulaşır; nasıl ki yazın meyli kışa, baharınki de sonbaharadır.
6.Bent
Kesb-i yakîne âdem için yoktur ihtimâl,
Kesb-i yakîne âdem için yoktur ihtimâl,
Her i’tikâd akla göre gâibânedir.
Kesb-i yakîn: Kesin Bilgi/ i’tikâd: inanç/ gâibâne: gizli
İnsan her şeyin esasını tam olarak bilemez. Her inanış insan aklına göre gâibâne özellikler taşır.
Kesb-i yakîn: Kesin Bilgi/ i’tikâd: inanç/ gâibâne: gizli
İnsan her şeyin esasını tam olarak bilemez. Her inanış insan aklına göre gâibâne özellikler taşır.
7.Bent
Yâ Rab! Nedir bu keşmekeş-i derd-i ihtiyâç?
İnsanın ihtiyâcı ki bir lokma nânedir.
Kesmekeş-i derd-i ihtiyaç: ihtiyaç derdi için kavga etme/ nan: ekmek
Kesmekeş-i derd-i ihtiyaç: ihtiyaç derdi için kavga etme/ nan: ekmek
Ey Allah’ım! İnsanın ihtiyacı bir lokma ekmektir; öyle olduğu halde, bu ihtiyaç derdi için bitmek tükenmek bilmeyen bu çekişmenin sebebi nedir?
8.Bent
Yoktur siper bu kubbe-i fîrûze-fâmda,
Zerrât cümle tîr-i kazâya nişânedir.
Kubbe-i fîrûze-fâm: mavi renkli kubbe/ Zerrât: Zerreler/ Tir-i Kaza: Kaza oku/ Nişane: Parçada hedef anlamında kullanılmıştır.
Bu mavi kubbe altında bütün zerreler kaza oklarına hedeftir. Kaza okundan korunmak için siper yoktur.
Kubbe-i fîrûze-fâm: mavi renkli kubbe/ Zerrât: Zerreler/ Tir-i Kaza: Kaza oku/ Nişane: Parçada hedef anlamında kullanılmıştır.
Bu mavi kubbe altında bütün zerreler kaza oklarına hedeftir. Kaza okundan korunmak için siper yoktur.
9.Bent
Asl-ı murâd hükm-i ezel bulmadır vücûd,
Zâhirdeki savâb ü hatâ hep bahânedir.
Murat: istek/ Ezel: Başlangıcı olmayan/ Zâhir: Görünen/ Savap: Doğruluk
Allah tarafından takdir olunmuş hüküm ne ise, o gerçekleşecektir. Görünüşteki doğru veya yanlış, hep sözde sebepten başka bir şey değildir.
10.Bent
Bir fâilin meâsiridir cümle hâdisât,
Ne iktizâ-yı çerh ü ne hükm-i zamânedir.
Meâsir: Güzel eserler/Hâdisât: Olaylar/İktiza: Lazım gelme/Çerh: Felek, gök
Hükm-i zamane: devrin hükmü
Yeryüzündeki bütün olaylar, ne feleğin yüzünden ne de zamanın hükmü icabıdır. Hepsi Allah’ın eseridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.