Şu Notu Ara:

5 Mart 2018 Pazartesi

Nef'i- Sözüm Redifli Kaside(Na'at)

Der- Na’t-ı Seyyid-i Kâinât ‘Aleyhi Efdalü’s-Salevât

 Kaside, Hz. Muhammed’i övmek amacıyla yazılan bir na’ttir. Klâsik edebiyatta, türünün en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir. Na’tin, 1-29. beyitler arası fahriye, 30. beyit girizgâh, 31-41. beyitler arası methiye, 42-45. beyitler arası dua bölümüdür. Nesib bölümünün konusu, şairin kendi sözü ve şairliğinin övgüsüdür. 

1. Ukde-i ser-rişte-i râz-ı nihânîdür sözüm 
    Silk-i tesbîh-i dür-i seb’a’l-mesânîdür sözüm 

   “Benim sözüm, gizlilik sırlarının ipucunun düğümüdür. Sözüm ise fatiha suresinin incilerinin dizildiği tesbihin ipidir.”

2. Bir güherdür kim nazîrin görmemişdür rûzgâr 
    Rûzgâra âlem-i gayb armağanıdur sözüm

   “Benim sözüm alemin bir benzerini daha görmediği bir cevherdir. Sözüm, bu zamana gayp aleminden getirdiğim bir armağandır.”

3. Rûzgâr ihsânumı bilmiş yâ bilmemiş 
    Âleme feyz-i hayât-ı câvidânîdür sözüm 

   “Bu devir benim ihsanımı bilmiş veya bilmemiş, önemli değildir. Benim sözüm âleme ebedî/ölümsüz hayatın bereketini verir.”

4. Ehl olan kadrin bilür ben cevherem medh eylemem 
    Âlemin sermâye-i deryâ vü kânıdur sözüm  
  
   Şair, kendisini cevhere, sözünü de deniz ve maden ocaklarının sermayesine benzeterek; sözünün diğer şairlerin söylediklerinin kaynağı olduğunu iddia etmektedir. Asıl olan onun sözüdür. Bu sebeple kendisini övmesine gerek yoktur.

5. Bî-araz bir cevher-i sâfidür ammâ muttasıl
    Ehl-i tab'un zîver-i tîg ü sinânîdür sözüm 

   “Benim sözüm saf, arazsız bir cevherdir. Fakat her zaman şairlerin kılıç ve mızraklarının süsüdür.”

6. Ya' ni kim endîşe-sencân-ı cihânun da'imâ
     Hem sarîr-i kilki hem vird-i zebânîdür sözüm 

   “Yani benim sözüm, cihanın düşüncelerini tartarak söyleyenlerin (şairlerin), her zaman hem kalemlerinin cızırtısı, hem de sürekli tekrarladıkları sözdür.”

7. Bir benüm gibi cigerdâr ehl-i tab' olmaz dahi
   Cevher-i tîğ-i kazâ-yı nâ-gehânîdür sözum 

   “Benim kadar yürekli başka bir şair yoktur. Benim sözüm ansızın gelen kaza okunun kılıcının cevheridir.”

8. Gamze-i dil-ber n'ola reşk eylese endîşeme
    Hırz-ı bâzû-yı dil-i sâhib-kırânîdür sözüm  

   “Sevgilinin yan bakışı benim düşüncemi kıskansa şaşılmaz. çünkü benim sözüm bahtı açık kişinin gönlünün kol muskası gibidir.”

9. Ol kadar pür-şîvedür gûyâ ki bikr-i fikrimün
    Gamze-i merd-efgen-i nâ-mihribânîdür sözüm 

“İşve, cilve dolu sözüm, sanki düşünce bakiremin acımasız, yiğit öldüren gamzesidir.”

10. Ol kadar dil-dûzdur gûyâ ki bir şûh âfetün
      Nâvek-i müşgîn-kemân-ı ebrûvânîdür sözüm 

“Sözüm, o kadar gönülleri etkileyici (delici)dir ki; sanki şuh bir güzelin misk kokulu yaya benzeyen kaşlarından çıkan bir oktur.” 

11. Âyet-i Nûn ve'l-kalemdür mushaf-ı sînemde yâ
      Rüstem-i endîşemün tîr ü kemânîdür sözüm

“Sözüm, Kur’an’a benzeyen göğsümdeki “Nûn ve'l-Kalem” ayetidir veya düşünce Rüstemi’nin attığı ok ve yaydır.”

12. Bir gülistândur hayâlüm dil şükûfte bülbülü
      Ol gülistânun latîf âb-ı revânîdür sözüm

   “Benim hayalim bir gül bahçesi, gönlüm onun şakıyan bülbülü, sözüm de o gül bahçesinin akan, latif,güzel suyudur.”

13. Bir şebistândur devâtum hâme zengî hâdimi,
      Ol şebistânun arûs-ı dil-sitânîdür sözüm

“Benim hokkam bir gelin odası, kalemim onun zenci hizmetçisi, sözüm de o gelin odasının gönül alıcı, güzel gelinidir.”

14. Âferiniş tûtî-i endîşeme bir dâmdur
      Kim o dâmun dâne-i pür-imtinânîdür sözüm

 “Bütün yaratılmışlar, benim fikir papağanımı yakalamak için tuzak kurmuşlardır. Sözüm ise, o tuzağın minnet borçlu oldukları tanesidir.”

15. Kimse inkâr idemez mâhiyyet-i endîşemi
      Ehl-i reşkün nüsha-i ıkd-ı lisânîdür sözüm 

“Benim fikrimin değerini kimse inkar edemez. Sözüm, beni çekemeyen kıskanç insanların dillerini bağlayan bir muskadır.” 

16. Âfet-i aynü'l-kemâl-i reşk kâr etmez bana
      Def'-i zahm-ı çeşm-i Hallâk-ı ma'ânîdür sözüm

“Kıskançlığın en keskin gözünün belası bile bana tesir etmez. Benim sözüm Hallâk-ı ma'ânî’nin gözünün açtığı yarayı bile def eder.”

17. Hâk-i pâyüm sürme eylerse aceb mi rûzgâr 
      Unsur-ı ruh-ı Kemâl-i İsfahânîdür sôzüm 

“Dünya benim ayağımın toprağını sürme yapsa şaşılır mı? Çünkü benim şiirim Kemâli İsfahânî'nin ruhunu meydana getiren temel unsurdur.

18. İşte hallâk-ı ma'ânî şimdi geldi âleme 
      Gûş edün âsârını kim tercemânîdür sözüm 

“İşte gerçek manalar yaratıcısı dünyaya şimdi geldi. Onun izlerine, etkilerine kulak verin. Hepsi benim sözümün tercümanıdır.” 

19. Sonra gelsem dehre hallâk-ı ma'ânîden n'ola 
      Kâleb-i huşk-i hayâle rûh-ı sânîdür sözüm 

“Dünyaya manalar yaratıcısı (Kemaleddin-i İsfehanî)ndan sonra gelsem ne zararı var? Çünkü benim sözüm, hayalin kuru kalıbına ikinci bir ruhtur.”

20. Nüktede âlem harîf olmaz bana gûyâ benüm 
      Her ne söylersem cevâb-ı len-terânîdür sözüm 

“İnce, güzel söz söylemede kimse bana eş olamaz. Konuşan, şiir söyleyen sadece benim. Ben ne söylersem hepsi “len-terânî” cevabıdır.”

21. Her ne söylersem kazâ mazmûnını isbat eder 
      Anı bilmez ki hitâb-ı imtihânîdür sözüm 

“Kaza, ben ne söylersem onun içindeki anlamı gerçekleştirir. Onlar, sözlerimin imtihan sözü olduğunu bilmezler.”

22. Ben ne Keşşâfum ne sâhib-keşf ammâ ma'nide 
      Mû-şikâf-ı nüktehâ-yı âsmânîdür sözüm

“Ben, manada ne Keşşâf, ne de keşif sahibiyim. Sözüm, semavî (İlahî) nükteleri kılı kırk yararcasına, dikkatlice açıklar.”

23. Binde bir ma'nâyı nazm etmem yine bir lafz ise 
     Yoklasan mecmû'a-i râz-ı nihânîdür sözüm  

“Sözlerim sadece basit bir sözden ibaret olsaydı, mananın binde birini bile nazm etmezdim. Dikkatlice bakarsan, benim sözüm gizlilik (İlahî) sırlarının toplandığı bir mecmua gibidir.”

24. Hâsid-i kec-rev hayâle râst gelmezse n'ola 
      Ehl olan yârâne her dem yâr-ı cânîdür sözüm 

“Yanlış yoldaki, kıskanç insanlar benim hayallerimi anlayamasalar şaşılır mı? Benim sözüm, şiirden anlayan, ehil insanlara candan bir dosttur.”

25. Ben cihân-ârâ şehenşâh-ı cihân-ı ma'niyem 
      Sözlerün de pâdişâh-ı kâmrânîdür sözüm 

“Ben mana âleminin cihanı süsleyen yüce sultanıyım. Sözüm de bütün sözlerin bahtiyar sultanıdır.”

26. Dönse şemşîr-i hatîbe n'ola şemşîr-i zebân
      Mülk-i nazmun hutbe-i emn ü emânîdür sözüm 

“Dil kılıcı, hatibin kılıcına benzerse bunda ne var? Benim sözüm nazm ülkesinin güven ve korkusuzluk veren hutbesi gibidir.”

27. Tab'umun bir tercemân-ı ter-zebânıdur kalem 
      Hâmemün bir hem-zebân-ı nüktedânîdür sözüm 

“Kalem, benim şairliğimin tâze dilli (orijinal) bir tercümanıdır. Sözüm de, kalemimin nüktedan bir dildaşı, arkadaşıdır.”

28. Pâsbân olmış bir ejderdür kalem genc-i dile 
      Kim o gencün şeb-çerâğ-ı pâsbânıdur sözüm 

“Kalem, gönül hazinesini bekleyen bir ejderdir. Sözüm, o hazinenin bekçisinin elindeki ışıktır.”

29. Tâ sabâh-ı haşre dek bin mübtelâyı mest eder
      Bezm-i aşkun neşve-i rıtl-ı girânıdur sözüm

“Sözüm kıyamet sabahına kadar, aşk meclisinde binlerce müptelayı (âşıkı) sarhoş eden büyük kadehin coşkusunu verir.”

30. Rind-i hüşyâram harâbât-ı mahabbetdür dilim 
      Âşık-ı her-câyîyem vahdet nişânıdur sözüm  

“Aklı başında, ayık bir rindim, gönlüm sevgi meyhanesidir. Herkese gönül veren, kararsız bir aşıkım, fakat sözüm vahdet nişanıdır.”

31. Olalı peygamber-i âhir-zamâna na't-gû 
      Âb-ı rûy-ı ümmet-i âhir-zamânîdür sözüm

“Son peygambere na't söylediğimden beri, sözüm ahir zaman ümmetinin yüzü suyudur.”

32. Na’t-ı şâhenşâh-ı evreng-i nübüvvet kim anın 
      Feyz-i medhiyle dilin cân-ı cihânıdır sözüm

“Peygamberlik tahtının en büyük padişahının na’tının feyziyle , sözüm gönül cihanının canıdır.”

33. Cân-ı âlem fahr-ı âdem Ahmed-i mürsel ki tâ 
      Haşr olunca na’t-gûy u na’t-hânıdır sözüm  

“Benim sözüm, evrenin canı, insanlığın övüncü, Allah tarafından gönderilmiş peygamber Ahmed için, kıyamete kadar onun niteliklerini söyler.”

34. Olalı gavvâs-ı deryâ-yı hayâl-i midhati 
     Cevherî-i tab’umın zîb-i dükânıdır sözüm  

“Onun övgüsünün hayal denizinin dalgıcı olalı, sözüm şairliğiminin mücevherci dükkanını süslemektedir.”

35. Ol kadar el verdi ma’nâ feyz-i evsâfiyle kim 
      Gûyiyâ miftâh-ı genc-i şâygânîdür sözüm 

“Onun niteliklerinin bereketiyle o kadar anlamlar buldum ki; sözüm sanki Hüsrev’in hazinesinin anahtarıdır.”

36. Maşrık-ı subh-ı hidâyetdür senâsiyle dilüm 
      Mihr-i kudsî -pertev-i kevkeb-feşânıdır sözüm  

“Onu överken, gönlüm hidayet sabahının doğduğu yer; sözüm ise onun yıldız saçan kutsal ışıklı güneşidir."

37. Kevkeb-efşân âfitâb olmazsa ger ol maşrıkın
      Ikd-ı pervîn-i güsiste-rîsmânıdır sözüm 

“Sözüm, yıldız saçan güneş olmasa bile; o yerin ipi kopmuş ülker yıldızının gerdanlığıdır.”

38. Başlasam mi’râcını tahkîke âb u tâb ile 
      Gevher-i şehvâr-ı gûş-ı Ümmühânîdür sözüm

“Onun miracını, canla başla anlatmaya başlasam; sözüm Ümühanî’nin kulağındaki büyük inci gibi olur.”

39. Addolınmaz mu’cizâtı hadden efzûn neylesin 
      Gerçi kim bir râvî-i mu’ciz-beyânîdür sözüm 

“Sözüm, her ne kadar mucizevi sözler söyleyen bir rivayetçi ise de; peygamberin mucizeleri o kadar fazladır ki, onu anlatmaya gücü yetmez.”

40. Gerçi ben dûrum cenâbından hele şükrüm budur 
      Çehre-fersâ-yı cenâb-ı âstânıdır sözüm

“Gerçi, ben onun huzurundan uzağım; ama yine de sözümün onun eşiğine yüz sürmesine şükrediyorum.”

41. Nef’îyem endîşe-i na’tiyle oldum kâm-yâb 
      Nâ-murâdân-ı cihâna müjdegânîdür sözüm

“Ben Nef’îyim; onun na’tının düşüncesiyle bahtiyar oldum. Sözüm, cihanda muradına ermemiş insanlara bir müjdedir.”

42. Hâk-pây-ı na’t-gûyânam ki arş-ı a’zamın 
      Zikr ü tesbîh-i lisân-ı kudsiyânıdır sözüm 

“Ben na’t yazanların ayağının toprağıyım. Sözüm, büyük, ilahî arştaki meleklerin bile zikir ve tesbihi olmuştur.”

43. Şâdkâm oldum neşât-ı feyz-i na’t-ı pâk ile
      Şimdiden sonra du’â-yı şâdmânîdür sözüm

“Peygamber’in pak na’tının verdiği mutlulukla bahtiyar oldum. Bu sebeple, bundan sonra sözüm mutluluk duası olacaktır.”

44. Tâ ki ma’nâ-yı latîf ü lafz-ı reng-âmîz ile 
      Rûzgârın bir dil-ârâ dâstânıdır sözüm

“Renkli sözler ve latif manalarla bezendiğinden beri; sözüm devrin gönülleri süsleyen bir destandır.”

45. Her dem endîşemden olsun rûhuna yüz bin selâm 
      Arşa dek îsâle peyk-i râygânîdür sözüm

“Her an, peygamberin ruhuna yüz binlerce selam olsun. Sözüm, bu selamı Arş’a(göklere) kadar ulaştıran gönüllü bir habercidir.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.