Şu Notu Ara:

5 Mart 2018 Pazartesi

Nef'i- Hayatı, Sanatı ve Edebî Kişiliği

Nef'i: Hayatı, Sanatı, Eserleri

Nef’î, kendisine has bir üslûp sahibi şairlerden biridir. Kaside türünde Türk edebiyatının en büyük üstadıdır. Asıl adı Ömer’dir. Erzurum'un Pasinler (Hasankale) ilçesinde doğmuştur.

 Eğitimini Hasankale ve Erzurum’da tamamlamıştır. Eğitimi sırasında şiir yazmaya başlamış ve ilk şiirleinde Darrî (zarara mensup) mahlasını kullanan şair, daha sonra Nef’î (faydaya mensup) mahlasını almıştır. 

Nef’î, Celalî isyanlarını bastırmaya çalışan Kuyucu Murad Paşa’yla tanışmış, onun yardımıyla İstanbul’a gelerek Divan-ı Hümayun’da kâtip olmuştur. 

 I.Ahmet’e sunduğu kasidelerle kendisini tanıtarak, onun iltifatını kazanmıştır. I.Ahmet’e 8 kaside sunan şair, I.Mustafa için hiç kaside yazmamış, Genç Osman için 3, IV. Murad için ise 12 kaside yazmış, asıl şöhretini onun devrinde kazanmıştır. 

 Padişahlara olan bu yakınlığı, rakiplerinin düşmanlığına sebep olmakla birlikte devrinde şairler sultanı olmuştur. 

 IV. Murad’ın Siham-ı Kazâ’yı okurken, yakınına yıldırım düşmesi üzerine memuriyetten alınarak Edirne’ye sürülmüş; fakat sunduğu kasidelerle affedilerek yeniden İstanbul’da memuriyete başlamıştır.

 Iv. Murad’ın emriyle, Bayram Paşa tarafından boğdurularak öldürülmüş, cesedi de denize atılmıştır. 

 Sairin Türkçe ve Farsça Divanı ile Siham-ı Kaza adlı bir hiciv mecmuası vardır. Farsça Divanı’nda yer alan Tuhfetü’l-Uººâk adlı 97 beyitlik kaside de müstakil bir eserdir.

Nef’î, çok az yazan, yazdıklarında mükemeliyete ulaşmaya çalışan bir şairdir. 

Nef’î, bir ses ve ahenk şairidir. Bakî’deki ses, onun mübalağalı üslûbu, yüksek perdeden gür sesiyle daha ileri bir merhaleye taşınmıştır. O, âhenkle anlamı birliştirmeyi başarmış, yüksek, ihtişamlı bir söyleyişe sahip bir şairdir. Ondaki ses, ince, narin bir se değil, iniş çıkışları olan, tok sesli bir âhenktir. Devrinden başlarayarak bütün şairler onun kaside üstadı olarak tanımışlardır. 

Nef’î, Arap edebiyatından Mütenebbî, Fars edebiyatından Hâfız, Enverî ve Muhteşem-i Kaşânî gibi şairlerden etkilenmiştir. Sanatının ikinci Örfî, Enverî ve Hakanî gibi Sebk-i Hindî şairlerinin etkisinde kalmıştır. Kendisini “Rum’un Örfî’si” (Akkuş 1993: 218) olarak nitelendirir. 

 Farsça Divanı, Türkçe Divanına göre daha çok tasavvufî bir içeriğe sahiptir 

 Şiirlerinde açık fakat güçlü bir söyleyişe sahip üslup vardır. Bu açıdan Arap şairlerinden Mütenebbî‘ye benzetilir. O, manayı edebî sanatların arkasına gizlemeden, doğrudan doğruya söyleme yoluna gitmiştir. 

Mübalağalarındaki aşırılık ve hayal derinliği bakımından, Orfî ve Enverî‘ye benzer. Mübalağa sanatını en iyi kullanan şairlerden biridir. 

Kendisinden üstün şair tanımayan Nef'î, şiirlerinde "ben" zamirini çok fazla kullanan bir şairdir. Başkalarının kendisini anlayamayacağını düşünerek, her fırsatta kendisini övmüştür. Devlet büyüklerini hatta Paygamber’i övmek için yazdığı kasidelerinde bile, kendini övmek ön plana çıkar.

Nef’î, 62 kaside ile en çok kaside yazan şairler arasında yer alır. Rahat ve kendinden emin üslubuyla Türk edebiyatında kaside üstadı olmuştur. 

 Siham-ı Kaza’da, Nev’îzade Atayî, Ganizade Nadirî, Derviş Ali, Halil Paşa, Recep Paşa, Azmîzade Haletî, Kafzade Fa’izî ve Şeyhülislâm Yahya hakkında söylenmiş ağza alınmayacak hicivler vardır. 

Nef’î’nin en önemli özelliği “övgü ve yergi şairi” olmasıdır. O, övgü ve yergide ifrat ve tefrit yolunu seçer. Kırım Hânı’nın hizmetine giren babasını bile hicvetmekten çekinmez. 

O hicvin yaratılışına uygun düştüğünü düşünür: “Kahpe hicvine tenezzül mi ederdüm ammâ / Bir kazâ ile bu da tab’uma çesbân düştü”

 Sadrazam Gürcü Mehmet Paşa, kendisine yazılan ağır hicivler sebebiyle onu öldürtmeye niyetlendiği, ancak şeyhülislâmın fetvâ vermediği söylenmektedir. Onun genel bir kabulle, yazdığı bir hicivden dolayı katledildiği bilinmektedir. Bazı mecmua ve yazma divan nüshalarında bulunan bir şiirindeki şu bentler, katline sebep olarak gösterilmektedir:

 Sâhib-hilâfet Oldu dev âfet 
Kuzgun kıyâfet Anlar da bunda 
Nef’î vefâdır Şi’riyle nâdir 
Ol puşt-ı kâfir Onlar da bunda 

Onun, hicivlerinden ziyade siyasi bazı faaliyetleri sebebiyle öldürülmüş olabileceği de söylenmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.