Şu Notu Ara:

5 Mart 2018 Pazartesi

17. Yüzyılda Osmanlı'da Edebî Durum

17. Yüzyılda Osmanlı'da Edebî Durum

 XVII. Yüzyılda edebiyat, daha önceki temeller üzerinde gelişmesini sürdürmüş ve kendi içinde yeni terkiplere yönelmiştir. Asıl eğilim klasik üslûptan yana olmakla birlikte, Sebk-i Hindî ve hikemî üslup da önemli temsilciler yetiştirmiştir. Asrın sonlarında Sabit’teki mahalli üslup, asıl etkisini sonraki asırda göstermiştir.

 Çağatay ve Azerî sahasında ise, önceki yüzyıla göre bariz bir gerileme göze çarpar.  Edebiyatın merkezi yine İstanbul’dur. 72 şairin yetiştiği İstanbul’u, 44 şairle Edirne, 43 şairle Bursa takip eder.  Devrin padişahları, şairleri korumaya devam etmiştir. II. Ahmed, II. Osman, IV. Murat, IV. Mehmet ve II. Ahmed şiir yazma geleneğini devam ettirmişlerdir.

 Bu asır, her alanda önemli isimlerin yetiştiği, şairlerin Fars şairlerini geçtiklerini iddia ettikleri bir dönemdir. Asrın en önemli isimleri, Nef’î, Ş. Yahya, Na’ilî ve Nabî’dir. Mesnevi türünde Atayî, rubaide ise Haletî üstat isimlerdir. Nesirde ise Kâtip çelebi ve Evliya Çelebi gibi iki önemli isim yetişmiştir.

 Kaside ve gazel, Hint üslubunun da etkisiyle biçim ve içerik bakımından önemli bir değişime uğramıştır. Geleneksel imajların yerini, daha şahsî ve orijinal imajlar, yeni hayal ve mazmunlar almaya başlamıştır.

 Sebk-i Hindî, sözden ziyade anlam ve hayalin öne çıktığı, girift, ince ve derin anlam ve hayallerin, çağrışım zenginliğinin önem kazandığı bir üsluptur.

 Mesnevi, bu asrın en çok gelişme gösteren türlerinden biridir. Şairler giderek daha yerli konulara yönelmişlerdir. Didaktik mesnevilerin yanında realist mesneviler de dikkat çekmeye başlar (Sabit ve Varvarî Ali Paşa’nın şiirleri gibi).

 Gerek Sebk-i Hindî gerekse mahalli üslûp, şiir diline o zamana kadar girmemiş kelime ve deyimlerin girmesine yom açmıştır.

 Sosyal ve siyasi yapıdaki çürüme, şairleri hiciv ve hezl yazmaya yöneltmiştir. Nef’î, Küfrî-i Bahayî gibi.

 Nesir sahasında, dil daha da ağırlaşmış; sanatlı nesir Veysî ve Nergisî’nin eserleriyle okunmaz hâle gelmiştir. Tezkirelerde ise, biyografiler önceki asra göre daha da kısalmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.