Nâil'î
Türk edebiyatında Sebk-i Hindî üslubunun en önemli temsilcisi olan Nâ'ilî, manastırlı Na’ilî’den ayrılması için Nâ’ilî-i Kadîm olarak tanındı. İstanbul’da doğan şairin asıl adı Ahmed’dir.
Arapça ve Farsçaya hâkimiyete iyi bir eğitim gördüğünü göstermektedir. Eğitimini tamamladıktan sonra babası gibi Divan-ı Hümayun’da kâtip olarak çalıştı. Genç yaşta anne ve basını kaybetmesi sebebiyle aldığı maaşla geçinmeye çalıştı.
Dönemin padişahları IV. Murat ve IV. Mehmed’e kasideler sundu. Fakat sadrazam Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’nın gazabına uğrayarak sürgüne gönderildi. Edirne’de, Fazıl Ahmed Paşa’ya sunduğu kasidelerle affını istedi. İsteğinin kabulü üzerine 1654 yılında İstanbul’a döndü.
Kaynaklarda sıkıntılı bir hayat geçirdiği ve hastalıklı bir bünyeye sahip olduğu belirtilen şair 1077/1666 yılında İstanbul’da vefat etti.
Şairin tek eseri olan Divân'ıdır. Eserin tenkitli metni Halûk İpekten tarafından yayımlanmıştır (1970). Dîvân, 2 münacat, 1 terkib-i bend, 34 kaside, 4 müseddes, 1 tahmis, 390 gazel, 1 müstezat, 18 kıta, 8 rubai, 11 şarkı ve 6 tarihten oluşmaktadır. bulunmaktadır.
Şiirlerinde söylenmemiş, orijinal hayaller ve az sözle çok şey anlatma peşinde koşan şair, anlam derinliği, geniş hayalleri, mübalağalı söyleyişleri ve alışılmamış kelime ve tamlamalarıyla muğlak, anlaşılması güç bir üsluba sahiptir. Şiirlerinde en çok görülen sanat mübalağa, telmih ve tezattır.
Kasidelerinde Nef'î’den etkilenmiştir. Nâ'ilî'nin kasidelerinde genellikle nesib ve teşbib bölümleri yer almaz. O da, Nef’î gibi doğrudan fahriyeyle kasidesine başlar ve şiirini “ilhâm-ı Hak” olarak görür. Na’ilî asıl kudretini ise gazellerinde göstermiştir. Gazelleri genellikle tasavvufidir.
Şiirinde anlam ve hayal ön plandadır. Üslubunda, soyutu somutlaştıran, zincirleme tamlamalar üslubunu ağırlaştırmıştır. Bestelenmek amacıyla kaleme alınan şarkılarında ise sade bir dil kullanmıştır.
Çektiği acılar ve sıkıntılar şiirine de yansımıştır. Istırap şiirlerinde önemli bir yer tutar. Bunda çektiği acılar ve hassas bir kişiliğe sahip olması kadar Sebk-i Hindî’de ıstırap motifinin önemli bir yer tutmasının da etkisi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.